Yedek asker ne demektir ?

Burak

New member
Yedek Asker Ne Demektir? – Bir Hikâyenin İçinden...

Selam forumdaşlar,

Bugün sizlerle biraz yüreğime dokunan, bir o kadar da hayatın içinden bir hikâye paylaşmak istiyorum. Bazen kelimeler, yaşanmışlıkları tam anlatamaz ya; işte bu hikâyede, “yedek asker” kelimesinin ardındaki o sessiz anlamı, bir insanın kalbinde nasıl yankı bulduğunu anlatmak istedim. Çünkü bazen yedek olmak, yalnızca askeri bir kavram değildir…

---

1. Yedek Asker: Sadece Üniformayla Değil, Kalple Taşınan Bir Rol

Oğuz, 28 yaşında, mantıklı, planlı, stratejik düşünen bir adamdı. Hayatı boyunca her şeyin bir karşılığı, bir mantığı olmalıydı. Üniversitede mühendislik okumuş, kariyerini sistematik şekilde inşa etmişti. Onun dünyasında duygular bile “yönetilmesi gereken süreçler”di.

Bir gün telefonuna gelen mesajla bütün dengesi değişti:

> “Kısa dönem askerliğe çağrıldınız.”

O an düşündü: “Benim gibiler için askerlik, görevdir. Plan yapılır, gider, yapılır, dönülür.”

Ama hayatın planı, onun planından farklıydı.

Askerliğe gitmeden önce vedalaşması gereken biri vardı: Elif.

---

2. Elif: Duyguların Komutanı

Elif, duygularla konuşan bir kadındı. Kalbinden geçeni kelimelere dökmekten korkmazdı. Empati onun ikinci doğasıydı. Bir başkası ağlasa, o susardı; ama içi yanardı.

Oğuz’u sevmişti ama onun “soğukkanlılığı”, bazen kalbinde kışa dönüyordu.

Yine de, gidişine üzülmüştü.

“Yedek asker çağrısıymış,” dedi Oğuz, “bir süreliğine gideceğim. Zaten kısa dönem.”

Elif başını eğdi, gözleri doldu:

> “Biliyor musun Oğuz, bazıları hayatta hep yedek asker kalıyor. Savaş başlasa çağrılmayı bekliyorlar. Ama savaş hiç gelmiyor.”

Oğuz anlamadı. Anlaması da belki imkânsızdı o an. Onun için “yedek asker” sadece bir görevdi.

Elif içinse, kalpte bekleyen, ama hiçbir zaman çağrılmayan bir sevgiydi.

---

3. Gidiş ve Boşluk

Askerlik, Oğuz için zamanla sıradanlaştı. Disiplin, düzen, emir-komuta zinciri… Hepsi tanıdıktı. Fakat geceleri, o sessiz nöbetlerde düşünmeye başladı. Her adımda Elif’in bir sözü çınlıyordu kulaklarında:

> “Bazı insanlar hep yedek kalıyor…”

Kışlada herkesin hikâyesi vardı. Kimisi nişanlısını özlerdi, kimisi annesini. Oğuz fark etti ki herkesin “bekleyen” bir tarafı vardı.

İşte o an anladı: “Yedek asker” sadece görev bekleyen biri değil, kalbinde sırasını bekleyen duygudur.

Bir gece, nöbet sırasında gökyüzüne baktı. “Elif,” dedi içinden, “belki ben de senin kalbinde yedek kaldım.”

---

4. Mektup

Askerliğin son haftasıydı. Bir sabah komutan, postaları dağıtırken Oğuz’un ismini okudu. Elif’ten bir mektup gelmişti.

> “Oğuz,

> Sen gidince anladım ki beklemek sadece zamanı değil, duyguyu da uzatıyor.

> Senin için dua ettim. Belki bir gün dönersin ve anlarsın:

> Yedek olmak, bazen kalpte unutulmak değil;

> Sırası geldiğinde hatırlanmayı beklemektir.”

Oğuz o mektubu okurken, boğazında bir düğüm, kalbinde tanıdık bir sızı hissetti.

Aslında o da bekliyordu — hem görev bitimini hem de bir kelimenin anlamını çözmeyi.

---

5. Dönüş ve Farkındalık

Aylar sonra şehir ışıkları onu karşıladığında, Oğuz artık aynı adam değildi.

Düzenli, planlı, mantıklı Oğuz’un yerinde, kalbin stratejisini öğrenmiş bir adam vardı.

Elif’i aradı.

Cevap gelmedi.

Birkaç gün sonra Elif’in arkadaşıyla karşılaştı. “Elif,” dedi, “başkasıyla nişanlandı.”

İçinde garip bir sessizlik çöktü.

İşte o an, gerçekten anladı.

“Yedek asker,” dedi kendi kendine, “bazen bekler ama hiç çağrılmaz.”

Fakat o an bir şey daha fark etti:

Yedek olmak, değersiz olmak demek değildir.

Bazen doğru savaşın zamanı gelmemiştir.

Bazen kalp, görevini çok sonra tamamlar.

---

6. Forumun Hikmetli Sonu

Sevgili forumdaşlar,

Bu hikâye bana şunu öğretti:

“Yedek asker” sadece askerde değil, hayatta da vardır.

Bir baba, çocuğunun büyümesini uzaktan izliyorsa;

Bir kadın, sevilmeyi bekliyorsa;

Bir dost, özrü olmayan bir sessizlikte bekliyorsa…

Hepsi birer yedek askerdir.

Ama kim bilir, belki de hayatın gerçek savaşı, sabırla beklemeyi öğrenmektir.

Ve belki de en büyük kahramanlık, hiç çağrılmadan da orada kalmayı seçebilmektir.

---

7. Siz Ne Düşünüyorsunuz Forumdaşlar?

Sizce “yedek asker” olmak, kaderin sessiz bir oyunu mu?

Yoksa bazen bizi olgunlaştıran bir durak mı?

Kiminiz bu hikâyede Oğuz’u, kiminiz Elif’i bulacaktır belki.

Ama biriniz bile, “Ben de bir zamanlar yedek askerdim” derse,

O zaman bu hikâye yerini bulmuş demektir.

Paylaşın forumdaşlar,

Siz hiç “yedek asker” oldunuz mu?