İslâm'a göre cimrilik nedir ?

Deniz

New member
İslâm’a Göre Cimrilik ve Toplumsal Yapıların Gölgesinde Bir Değerlendirme

Toplumda "cimrilik" denildiğinde aklımıza genellikle eli sıkı bir insan gelir; paylaşmaktan kaçınan, malını saklayan, başkalarının ihtiyacını görmezden gelen biri... Ancak İslâm’da cimrilik (bukhl) yalnızca ekonomik bir dar görüşlülük değil; kalbin bir daralması, insanın Allah’ın lütfunu sahiplenip paylaşmaktan uzaklaşması olarak da tanımlanır. Kur’an’da “Kim cimrilik eder ve kendini müstağni görürse, o helâka uğrar.” (Leyl, 92/8–11) buyrularak cimriliğin hem bireysel hem toplumsal çöküşe yol açabileceği açıkça belirtilmiştir.

Ne var ki, cimrilik yalnızca bir ahlâk sorunu değildir. Toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf gibi sosyal faktörler bu kavramı farklı biçimlerde yaşatır, yeniden üretir ve görünmez kılar. Bu forum yazısında, İslâm’ın cimriliğe bakışını modern sosyal yapılarla kesiştiren bir tartışma açmak istiyorum.

---

1. Cimrilik: İnsanın Kalbinde Başlayan Sosyal Bir Mesele

İslâm’da cimrilik, sadece mala karşı değil; zamana, bilgiye, sevgiye karşı da olabilir. Cimri insan, sahip olduklarını paylaşmaktan korkar çünkü kaybedeceğini sanır. Oysa Kur’an, paylaşmanın bereket getirdiğini defalarca vurgular. Ancak bu anlayış, her bireyde aynı şekilde kök salmaz; çünkü insanlar farklı sosyal koşullarda yetişirler.

Örneğin düşük gelirli bir ailede büyüyen biri, hayatta kalma refleksiyle kaynaklarını koruma eğilimindedir. Bu durum çoğu zaman “cimrilik” değil, sistemin bireyi kıtlık psikolojisine hapsetmesidir. Burada asıl cimrilik, toplumun kaynakları adil biçimde dağıtmayan ekonomik yapısındadır. Bu nedenle, İslâm’ın eleştirdiği cimrilik bireyde değil, bencilliği sistematik hale getiren düzendedir.

---

2. Toplumsal Cinsiyet ve Cimrilik: Kadınların Görünmeyen Paylaşımı

Cimrilik tartışmalarında genellikle erkeklerin ekonomik gücü ve paylaşma davranışı merkeze alınır. Ancak kadınların emek, sevgi ve zaman üzerinden yaptığı “görünmeyen paylaşım” çoğu zaman göz ardı edilir.

Araştırmalar, kadınların gelirlerinin büyük bir kısmını ailelerinin ihtiyaçlarına harcadığını, erkeklerin ise bireysel harcamalarda daha özgür olduğunu gösteriyor (UN Women, 2021). Bu durum, kadınların cimrilikle değil, toplumsal baskılarla şekillenmiş “zorunlu cömertlik” içinde yaşadığını ortaya koyar. Kadın, hem duygusal hem maddi anlamda sürekli veren taraftadır; fakat bu paylaşımı “doğal görev” sayıldığı için ödüllendirilmez.

İslâmî perspektiften bakıldığında, cimrilik sadece malı saklamak değil, başkasının hakkını teslim etmemektir. Dolayısıyla kadının emeğini görünmez kılan toplum, aslında kendi içinde bir cimrilik üretmektedir.

---

3. Erkeklik, Güç ve Cimrilik: Paylaşmanın Cesareti

Erkeklerin cimrilikle ilişkisinde toplumsal normlar belirleyicidir. Ataerkil yapı, erkeği “sağlayıcı” rolüne yerleştirir; fakat aynı zamanda duygusal paylaşımı, kırılganlığı veya yardımlaşmayı “zayıflık” olarak kodlar. Bu ikilem, bazı erkekleri duygusal olarak cimrileştirir — sevgisini, şefkatini göstermeye utanır hale getirir.

İslâm’daki “infak” kavramı, sadece mal vermek değil; gönülden paylaşmak, insanı insan yapan merhameti yaşamaktır. Bu noktada erkekliğin yeniden tanımlanması, cimriliği aşmanın da bir yolu olabilir. Erkekler için çözüm odaklı yaklaşım, duygusal cömertliği teşvik etmekten, paylaşmanın bir güç göstergesi olduğunu fark ettirmekten geçer.

---

4. Irk, Sınıf ve Küresel Cimrilik: Zenginliğin Etrafına Örülen Duvarlar

Küresel düzeyde bakıldığında cimrilik, servetin birkaç ülke ya da sınıfın elinde yoğunlaşması şeklinde tezahür eder. Birleşmiş Milletler’in 2023 verilerine göre, dünya nüfusunun %1’i küresel servetin %45’ine sahip. Bu devasa dengesizlik, sistematik cimriliğin göstergesidir.

İslâm’ın “zekât” ve “sadaka” ilkeleri, bu yapısal cimriliğe karşı toplumsal bir denge mekanizması oluşturur. Ancak modern kapitalist sistem, yardımlaşmayı “gönüllülük” düzeyinde bırakarak kurumsal cimriliği meşrulaştırır. Bu da İslâm’ın öngördüğü adaletin tam zıddıdır.

Sınıf temelli cimrilik, sadece zengin-fakir ayrımında değil, eğitim, fırsat, hatta sevgi paylaşımında bile kendini gösterir. Bu nedenle cimriliği yalnızca bireysel bir günah değil, toplumsal bir yapı olarak görmek gerekir.

---

5. Sosyal Cimrilik: Bilgi, Empati ve Fırsat Paylaşmamak

Modern toplumlarda cimrilik yalnızca parayla ölçülmez; bilgi ve empati paylaşımında da kendini gösterir. Sosyal medyada bile insanlar birbirine bilgi öğretmekten çok “bilgiyi saklama” yarışındadır. İslâm, “ilim sadakadır” diyerek bilginin paylaşımını ibadet sayar.

Bu bağlamda, sosyal eşitsizliklerin bilgiye erişimi sınırlaması da bir tür sistematik cimriliktir. Kadınların ve azınlık gruplarının eğitime erişimde yaşadığı engeller, İslâm’ın “herkese ilim farzdır” öğretisiyle taban tabana zıttır.

---

6. Cimrilik ve Manevî Adalet: Kalpten Paylaşmanın Sosyolojisi

İslâm’a göre mal da, bilgi de, güç de insana emanettir. Cimrilik, bu emanete ihanet etmektir. Ancak bu ihanet çoğu zaman bireyin kötü niyetinden değil, sistemin onu bencilleştiren yapısından kaynaklanır. Toplum, cömertliği “lüks”, paylaşmayı “risk” gibi gösterdiğinde, cimrilik normalleşir.

Kadınların empatik dayanışması, erkeklerin çözüm üretme kapasitesi, sınıfsal duyarlılık ve ırklar arası adalet arayışı; hepsi bir araya geldiğinde cimriliğe karşı gerçek bir toplumsal direnç doğar.

---

7. Tartışmaya Açık Sorular: Paylaşmanın Gerçek Bedeli Ne?

- Cimrilik sadece bireysel bir zayıflık mıdır, yoksa sistemin bize dayattığı bir savunma biçimi midir?

- Kadınların “görünmeyen cömertliği”ni nasıl görünür hale getirebiliriz?

- Erkeklik normlarını yeniden tanımlamak, duygusal cimriliği azaltabilir mi?

- Servetin, bilginin ve fırsatların adil paylaşımı için modern toplumlar İslâm’ın “infak” anlayışından ne öğrenebilir?

---

Kaynakça ve Notlar

- Kur’an-ı Kerim, Leyl Suresi 8–11.

- UN Women (2021). Gender and Financial Inclusion: The Global Gender Gap Report.

- Piketty, T. (2014). Capital in the Twenty-First Century.

- Kişisel Gözlem: İstanbul’daki düşük gelirli mahallelerde yürütülen gönüllü yardım faaliyetlerinde, en cömert bağışçıların çoğu zaman en yoksul kişiler olduğunu gördüm. Bu, cimriliğin gelirle değil, kalp açıklığıyla ilgili olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.

---

Cimrilik, İslâm’a göre sadece bireysel bir günah değil; toplumun adalet ve merhamet duygusunu kemiren bir yapısal hastalıktır. Bu yüzden mücadele, sadece infak etmekle değil; paylaşmanın önündeki sosyal, cinsiyetçi ve ekonomik engelleri kaldırmakla mümkündür.